[xhide] 1993 Yılı ve Balıkesir de görevliyim,Temmuz ortalarında izine ayrıldım yaz tatilini devamlı olarak balık avı yaparak geçirdiğimden hemen İlker den tüyolar almak için başladık sohbete,Güneyli limanında bolca levrek olduğunu gece teknelerin arkasından liman içine olta atarak av yapıldığını gidip şansımızı denememizi söyleyince başladık hazırlıklara.
Ertesi gün hanımı ve çocukları plaja bıraktığım gibi doğru balıkhaneye,sahil kenarında büyüdük,yetiştik ama bir türlü denize girip te yüzmeyi sevemedim.Serinlemek için duşa girmeyi daha çok tercih ettiğimden her yaz tatilde çocuklar yüzmeye ben balık avlamaya.Neyse gece levrek avlamaya gideceğimizden balık olup olmadığını da net olarak bilmediğimden deneme amaçlı yarım kilo kadar sardalye alarak gazete kağıdına lokmalar halinde kesip tuzlayarak buzdolabının serin bölümüne koydum.Başladım ince takım yapmaya el oltası atacaktık bunu için 1 numara kasnak üzerine 0,25 Asso Double Strench misina ve 1253 No:1/0 iğne,bu takımı her zaman kullanmış ve yemli levrek avında her zaman başarı elde etmişimdir.Yeter ki merada balık olsun.Akşam üzeri hazırlıklar tamamlandı bolca çekirdek,su ve birazda yiyecek.O yıllarda ağabeyimin Güneyli limanında bağlı güzel bir teknesi vardı onun için rahattık ne de olsa elalemin teknesine oturmayacak kendi teknemizde av yapacaktık.Saat 21.00 gibi limanda olduk İlker telaşla yürüyor bir an önce oltayı denize göndermek istiyordu bense hiçbir zaman acele etmem gayet sakin ve aheste aheste avımı gerçekleştiririm.Ona acele etmemesini biraz beklememizi söylediğimde amacımın ne olduğunu anlayamamış hadi yaw deyip duruyordu.Sessizce abimin teknesine çıktık ve kıç üstünde pozisyonumuzu aldık işin tuhaf tarafı bizden başka olta atan yoktu ama marinada oturup sohbet eden epey insan vardı.Dikkat çekmemek için nefesimizi bile tutuyorduk desem yalan olmaz kimseye çaktırmadan sessizce olta atmalıydık yoksa ertesi gece limanın içi insan dolar.İlker hazırlıkları tamamladı ve oltasını suya gönderdi bense çekirdek çıtlatıyor iğneme yem takılı öylece bekliyordum,bekliyordum ama neyi.İlker hala işi çözememişti kullandığımız takım kurşun ve fırdöndüsüz tek iğneli dolayısıyla yemin salına salına suya inmesinde liman içinde kocagöz,isparya gibi balıklar daha su üstünde yemi yok edeceklerinden ben beklemeyi tercih ettim.İlker balık vuruyor diye sessizce bana söylüyor fakat takım boş geliyordu mığrılarda cabası.Bir müddet sonra beklediğim oldu su üstünde küçük balıkların koşuşturması gözümden kaçmamıştı ve sessizce takımımı suya yolladım 3-5 dakika bekledim beklemedim tıktık vuruşlar başladı,hiç misinayla oynamıyor avucumun içinde hafif hafif suya doğru kalama veriyorum bekliyorum ki misina yürümeye başlasın zaten vuruşlarla beraber misina gerilmezse bilin ki mığrı,kısa bir süre sonra avucumdan misina akmaya başladı içimden sayıyorum 1,2,3,4,5 tasmayı vurmamla beraber misina öyle bir gerildi ki elimde makine olsa o kadar güzel kalama veremem.Başladım yavaş yavaş çekmeye arkamızda sohbet eden insanlar çıt ses çıkartmıyoruz,balığı küpeşteden tekne içine aldığımda 2 metre yanımda olan İlker bile olayı fark edemedi.Hemen yanımızdaki çuvalın içine.Derken bir İlker bir ben 2-3 saat içinde levrek ispendek karışık 16 tane balık avladık.Keyifler doruktaydı.Gelibolu ya geldiğimizde düşünün artık eee kovalaklık ta hat safhada tabi nede olsa gençlik te var.
Ertesi gün Güneyli limanına öğlen gittim balık avladığımız yeri ve suyun derinliğini yakından göreyim diye gördüm görmesine ama neyi o yıl anormal derecede Orkinos avcılığı vardı ve balıkları liman içinde fileto çıkartıyorlardı atıklar ve kan liman içini levrek çiftliğine çevirmişti ve bu fırsat kaçmazdı.Hemen Gelibolu ya dönüp bu kez bolca sardalye aldım gece yine İlker ile aynı yerdeyiz bu kez bizden başka bir kaç kişi daha olta atıyor ama bir tek biz balık alıyoruz biz tekli takım lokma yem takarken diğer oltacılar Kıbrıs takımı ile bütün sardalye atıyorlardı bizim yemler kesik olduğundan ve mevsim itibarıyla sardalyenin en yağlı olduğu bu zamanda levrek kesinlikle parça yeme hayır demiyordu.Zaten dibe çökmüş yemi kuyruğu ile kaldırmadan kolay kolay yemez bizim takımlar çok geç battığından müthiş balık avlıyorduk.Hatta İlker in annesi ve babası(büyük abim)onlar bile meraklanmış gecenin bir yarısı bizi izlemeye geldiler,geldiler ve yengem oltayı eline aldığı gibi koca bir levrek yakalamayı da başardı (aynı zamanda kendisi at-çek ile iyi levrek yakalar) o gecede 20 ye yakın balık avladık.Ertesi gün,diğer gün derken 20 günlük iznimin her gecesinde bol bol levrek avı yaptık.Gündüz uyuyor gece balığa gidiyordum.İznimin son gününe kadar doya doya avı yaptığım halde Balıkesir e dönmek ızdırap oldu.Su gibi günler geçti ve büyük bir üzüntü içinde geriye dönüş başladı.Şimdi emekliyim ve o günlerin acısını çıkartıyorum.Kalın sağlıcakla dostlar.
O YILKİ BİR FOTOĞRAF.

[/xhide]